Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 38,5560 | 38,6255 | |
EURO | 43,8090 | 43,8879 |
TÜİK’in açıkladığı verilere göre, Türkiye ekonomisi 2024 yılında %3,2 oranında büyüdü. Bu oran, geçmiş yıllardaki yüksek enflasyon ve finansal türbülanslar düşünüldüğünde ılımlı ama istikrarlı bir büyüme sinyali veriyor. Ancak büyümenin kompozisyonu dikkat çekici: Hanehalkı harcamaları ve kamu yatırımlarının sürüklediği bir büyüme yapısı söz konusu. Yani özel sektörün yatırım motivasyonu hala sınırlı.
2. Sektörel Dağılım: Dönüşüm ve Çelişkiler
İnşaat sektöründeki %12,7’lik artış, kamu destekli projeler ve kentsel dönüşüm süreçlerinin etkisini yansıtıyor. Ancak bu artışın verimlilik ve kalıcı katma değer yaratma açısından ekonomiye sınırlı katkı sunduğu değerlendirilebilir.
Hizmet sektöründe %1,2’lik artış görece zayıf. Pandemi sonrası canlanan hizmetler ekonomisinin bu denli düşük bir tempoya düşmesi, talep daralması ve gelir dağılımı bozulması gibi yapısal sorunların yansıması olabilir.
Tarım sektöründe üretici fiyatlarının %31,54 oranında artması, hem maliyet yükünün hem de iklimsel faktörlerin üretim üzerindeki baskısını gösteriyor. Bu durum, tarımda gıda enflasyonunu tetikleyici ve sosyal refahı zedeleyici bir faktör haline geliyor.
3. Ücretler ve İstihdam: Enflasyonla Yarışan Gelirler
Brüt ücret-maaş endeksindeki %117,6’lık artış ilk bakışta olumlu görünse de, bu artışın yüksek enflasyon ortamında reel alım gücüne katkısı sınırlı. Çalışılan saat endeksinin %0,3 azalması, üretkenlik ve verimlilik açısından zayıf bir tablo çiziyor. Bu durum, büyümenin “istihdam dostu” olmaktan uzak olduğunu düşündürüyor.
4. Ekonomik Güven Endeksi: İyimserlik Sınırlı
Ekonomik Güven Endeksi’nin Aralık 2024’te 98,8 düzeyine ulaşması, Kasım ayına göre küçük bir artışa işaret etse de halen eşik değerin (100) altında. Bu da hem tüketici hem üretici tarafında temkinli bir iyimserliğin hâkim olduğunu gösteriyor. Geleceğe yönelik güven kırılgan kalmaya devam ediyor.
5. Dış Ticaret Endeksi: Sınırlı Kazanım
İhracat birim değer endeksindeki %2,6’lık artış, fiyat bazlı bir iyileşmeyi işaret ediyor. Ancak bu artış, miktar bazında desteklenmediği sürece sürdürülebilir bir dış ticaret dengesi kurulamaz. Yani ihracatın değeri artıyor ama miktar olarak daralması ihtimali göz ardı edilmemeli.
Türkiye ekonomisi 2024’te büyümeye devam eden ancak yapısal riskleri derinleşen bir görünüm sergiledi. Büyüme oranı pozitif olsa da bu büyümenin:
Verimlilikten uzak olduğu,
Enflasyon kaynaklı ücret artışlarıyla maskelendiği,
Güven eksikliği nedeniyle iç talep tarafında sınırlı bir iyileşme sunduğu gözlemleniyor.
Ekonomik istikrarın kalıcılığı için üretim yapısının yüksek katma değerli alanlara yönelmesi, tarımsal istikrarın sağlanması ve reel gelir dağılımının dengelenmesi kritik önemde.
Bugün: | 20 |
Dün: | 71 |
Toplam: | 2654 |